Aktay ayaz N. (Yürütücü), Gökçay G. , Gedikbaşı A. , Menentoğlu B. , Akgün Ö. , Demirkan F.
Ailesel Akdeniz ateşi (AAA) dünyada en sık görülen monogenik otoinflamatuar hastalıktır ve klinikte yineleyen ateş ve poliserozit atakları ile karakterizedir. Hastaların %90’ı 18 yaş öncesi klinik bulgu vermektedirler. Mediterranean Fever (MEFV) genindeki mutasyonların ve inflamazomun patogenezdeki yerinin tanımlanmasıyla AAA hakkındaki bilinmeyenler bir ölçüde aydınlatılabilmiştir. Hastalığın genotip-fenotip ilişkisini vurgulayan, yaşanan bölgeye göre klinik farklılıklar olabileceğini gösteren çalışmalara karşın AAA ile ilgili bilinmezler buzdağının altında kalan kısım olarak nitelendirilebilir. Tanı halen klinik bulgulara göre konulmaktadır. Heterozigot hastalarda AAA’ya özgün klinik bulguların gözlenmesi, kardeşlerde aynı genetik mutasyonlar olmasına karşın farklı klinik ve kolşisin yanıtı izlenmesi, direnç gelişiminin öngörülememesi cevaplanmayan sorulardandır. Ataklar kontrol edilemezse amiloid proteini birikimi, organ kaybına yol açacak komplikasyonlara sebep olabilir. Vakaların %90'ında ataklar kolşisin tedavisi ile kontrol altına alınabilmektedir ancak bazı vakalarda kolşisin direnci görülmekte (%5-10), biyolojik ilaçların kullanımı gündeme gelebilmektedir. Günümüzde hastalık aktivitesi C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve serum amiloid A (SAA) ile, böbrek yetmezliğine gidiş ise idrarda protein ile takip edilmektedir ancak bu belirteçler hastalığa spesifik değildir. Son yıllarda, romatolojik hastalıklarda etiyopatogenezin açıklanabilmesi, tanı ve izlemde uygun koşulların sağlanabilmesi, tedavi direncinin belirlenerek kişiye özgü tedavi yaklaşımlarının planlanabilmesi için biyobelirteçlerin saptanmasına yönelik genomik, transkriptomik, proteomik ve metabolik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Metabolomikler günümüzde biyolojik sistemlerdeki endojen metabolitlerin kapsamlı kantitatif ölçümlerini sağlayan yeni bir teknolojidir; hastalık mekanizmalarının daha iyi anlaşılması, alt grupların sınıflandırılması ve ciddiyetin analizi için yeni tanısal belirteçlerin ortaya çıkarılmasını sağlayabilir. Metabolomik biliminin genomik, transkriptomik ve proteomik çalışmalarla birleştirilmesi, hastalık mekanizmalarının ve hedef klinik fenotip patofizyolojisinin daha iyi anlaşılmasına yol açacak ve bireysel değişkenlikler göz önünde bulundurularak ideal tıbbi bakımın sağlanmasına yönelik bir yaklaşım olacaktır. Bu analizler tanısal, terapötik ve prognostik değeri olan doğrulanmış, "kişiselleştirilmiş" biyobelirteçlerin keşfine odaklanan stratejilerdir. Günümüze kadar tip II Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, romatoid artrit gibi farklı hastalık gruplarında biyobelirteç geliştirmeye ve etiyopatogeneze yönelik metabolomik çalışmalar yapılmıştır. Ancak, AAA hastalarında literatürde bunu amaçlayan metabolomik çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada ülkemizde en sık görülen monogenik otoinflamatuvar hastalık olan AAA hastalığında MEFV gen mutasyonunu çift allel ve/veya tek allel olarak taşıyan çocuklarda var olan metabolitlerin hedefsiz metabolomik çalışmalarla belirlenmesi ve yaş/cinsiyet uyumlu sağlıklı çocuklarla karşılaştırılması birincil amaç olarak belirlenmiştir. AAA atakların tanınmasında daha duyarlı ve özgün biyobelirteçler belirlemek, hayati organ tutulumu olan böbrek tutulumunu öngörebilecek ve saptayabilecek yeni biyobelirteçleri araştırmak projenin ikincil amacıdır. Bu yenilikçi proje, AAA’lı hastalarda 12. Kalkınma Planı'nın hedeflerine uygun, akılcı laboratuvar ve görüntüleme uygulamalarının iyileştirilmesi, ihtiyaç dışı tetkiklerin azaltılmasıyla sağlık hizmetlerinin verimliliğinin ve kalitesinin artırılmasına, kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının desteklenmesine önemli katkılarda bulunacaktır. Bu projenin daha etkili ve özgül biyobelirteçlerin saptanması, hastalık mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasını sağlayabilme potansiyeli bulunmaktadır ve elde edeceğimiz sonuçların kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine zemin hazırlayacağını düşünmekteyiz.